Kırkkilit Otu Hangi Şehirde Yetişir? Forumdaşlarla Çaylı Sohbet
Arkadaşlar selam!
Bugün forumun çay ocağında otururken aklıma şu deli sorulardan biri düştü: **“Kırkkilit otu hangi şehirde yetişir?”**
Evet evet, bildiğiniz kırkkilit otu! Hani şu köyde nenelerimizin “Oğlum bunu kaynat iç, vücudundaki pası söker” dediği, markette asla bulamayacağınız, ama köy pazarında bıyıklı amcaların önünde dağ gibi biriktiğini gördüğünüz o ot.
Şimdi ben bu konuyu açıyorum çünkü bir erkek olarak stratejik düşündüm. Dedim ki: “Kardeşim, kırkkilit otunun hangi şehirde yetiştiğini bilirsem, yol haritamı çizerim, arabaya mazotu koyarım, şehre girer girmez ilk otçuya sorarım, otumu alır gelirim. Hedef net, çözüm odaklı!”
Ama işin içine kadınlar girince olay başka boyuta taşınıyor. Kadın forumdaşlarımız empatiyle yaklaşıyor:
“Ah canım, kırkkilit otu hangi şehirde yetiştiğinden daha önemli olan onun şifa dolu hikâyesidir. Sen hiç düşündün mü bu ot acaba rüzgârda savrulurken ne hissediyor?”
Ben de diyorum ki: “Ablacım, otun ruhunu sonra konuşalım, ben önce demleyecek yerini bulayım.”
---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Erkekler olarak bu işin haritasını çıkarıyoruz. Mesela ben dün oturdum Google Maps’i açtım, “kırkkilit otu yetişme alanları” yazdım. Harita boş çıktı. Stratejik plan B’ye geçtim: köydeki dayıyı aradım.
“Dayı, kırkkilit otu hangi şehirde yetişir?”
Dayı dedi ki: “Oğlum bu her yerde yetişir, gözünün önünde bile var, sen fark etmiyorsun.”
Yahu bu ot gizli bir ninja gibiymiş meğer! Stratejik düşünce hemen devreye girdi: demek ki her şehirde yetişiyor, mesele bulabilmekte. Erkek mantığı işte; harita, koordinat, hedef, lojistik.
Hatta eminim bir forumdaşımız kalkıp Excel tablosu yapacak, “Kırkkilit otunun PH değeri şu şehirde daha yüksek, bu şehirde daha düşük” diye grafikli sunum koyacak. Erkek stratejisi: ot = görev tamamlandı.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı
Kadın forumdaşlarımız ise olaya romantik bir pencereden bakıyor. “Ay canım, ben geçen yaz yaylaya çıkmıştım, kırkkilit otunu gördüm. Öyle tatlıydı ki, sanki bana göz kırptı. Dedim ki: Seni koparmaya kıyamam, sen doğanın süsüsün.”
Bunu okuyan erkek forumdaş hemen cevaplıyor: “Abla sen o otu bana tarif et, ben gidip hemen kökten sökeyim, sana bir demet yollarım.”
Kadınların bakış açısı ilişki odaklı: ot sadece ot değil, yaşamın anlamını hatırlatan bir dost. Erkeklerin bakış açısı ise operasyon odaklı: ot = çay, çay = şifa, şifa = görev tamam.
İşte bu noktada forumda kadın-erkek dengesi ortaya çıkıyor. Kadınlar kırkkilit otuyla selfie çekilirken, erkekler “Bunu termosla kaç litre kaynatabiliriz?” hesabına giriyor.
---
Peki Gerçekte Nerede Yetişiyor?
Hadi konunun özüne gelelim. Arkadaşlar, kırkkilit otu öyle nazlı değil, tam tersine arsız bir arkadaş. Anadolu’nun çoğu yerinde, dere kenarlarında, yol kıyılarında, hatta bazen bahçenizin kenarında bile çıkıyor. Yani aslında belli bir şehirle sınırlı değil. Ama işin güzeli burada:
Erzurum’da da var, İzmir’de de; Trabzon yaylasında da çıkıyor, İç Anadolu bozkırında da. Yani tam bir “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” gibi: her yerde nüfus cüzdanı var.
Ama erkek forumdaş buna şöyle yaklaşır: “Tamam, demek ki koordinatlar çok geniş. Ben o zaman haritaya işaretliyorum: Türkiye = kırkkilit diyarı. Görev tamam!”
Kadın forumdaş ise: “Ay ne güzel, demek ki ot bizi hiç ayırmamış, hepimizin hayatına dokunmak istemiş.”
---
Forumdaşların Yoruma Katkısı İçin Çağrı
Bakın bu konuyu açtım ama tek başıma gülmek istemiyorum. Sizden ricam, lütfen kendi kırkkilit maceralarınızı yazın:
* “Ben otun üstüne basmışım da annem beni üç gün fırçaladı.”
* “Otları karıştırıp nane diye misafire koydum, herkes şifa buldu.”
* “Kırkkilit ararken yanlışlıkla dereye düştüm, ama çıktığımda ciğerlerim açılmıştı.”
Görüyorsunuz ki bu ot sadece bitki değil, hayatımızın tuz biberi. Gelin forumu şenlendirelim, kim ne macera yaşadıysa döksün buraya.
---
Sonuç: Strateji mi, Empati mi?
Kırkkilit otu konusu aslında küçük bir Türkiye özeti:
* Erkekler stratejik düşünür, “nerede bulurum, nasıl toplarım, ne kadar kaynatırım” hesabı yapar.
* Kadınlar empatik yaklaşır, “ot bana ne hissettirdi, doğayla nasıl bağ kurdum, ruhuma nasıl şifa verdi” diye anlatır.
İkisinin birleşiminden ortaya çıkan tablo ise tam bir forum neşesi: biri çayı kaynatır, diğeri çayı paylaşır. Ve biz hep beraber içip kahkahalarla yazılar yazarız.
Arkadaşlar, ben burada noktayı koyuyorum ama sizden yorumlar bekliyorum. Erkek forumdaşlarımız Excel tablosuyla gelsin, kadın forumdaşlarımız şiirle süslesin. Kırkkilit otu belki küçücük bir bitki ama bizim burada kurduğumuz muhabbetin kökleri taa yüreklerimize işliyor.
Hadi bakalım, söz sizde!
Arkadaşlar selam!

Evet evet, bildiğiniz kırkkilit otu! Hani şu köyde nenelerimizin “Oğlum bunu kaynat iç, vücudundaki pası söker” dediği, markette asla bulamayacağınız, ama köy pazarında bıyıklı amcaların önünde dağ gibi biriktiğini gördüğünüz o ot.
Şimdi ben bu konuyu açıyorum çünkü bir erkek olarak stratejik düşündüm. Dedim ki: “Kardeşim, kırkkilit otunun hangi şehirde yetiştiğini bilirsem, yol haritamı çizerim, arabaya mazotu koyarım, şehre girer girmez ilk otçuya sorarım, otumu alır gelirim. Hedef net, çözüm odaklı!”
Ama işin içine kadınlar girince olay başka boyuta taşınıyor. Kadın forumdaşlarımız empatiyle yaklaşıyor:
“Ah canım, kırkkilit otu hangi şehirde yetiştiğinden daha önemli olan onun şifa dolu hikâyesidir. Sen hiç düşündün mü bu ot acaba rüzgârda savrulurken ne hissediyor?”
Ben de diyorum ki: “Ablacım, otun ruhunu sonra konuşalım, ben önce demleyecek yerini bulayım.”

---
Erkeklerin Stratejik Yaklaşımı
Erkekler olarak bu işin haritasını çıkarıyoruz. Mesela ben dün oturdum Google Maps’i açtım, “kırkkilit otu yetişme alanları” yazdım. Harita boş çıktı. Stratejik plan B’ye geçtim: köydeki dayıyı aradım.
“Dayı, kırkkilit otu hangi şehirde yetişir?”
Dayı dedi ki: “Oğlum bu her yerde yetişir, gözünün önünde bile var, sen fark etmiyorsun.”
Yahu bu ot gizli bir ninja gibiymiş meğer! Stratejik düşünce hemen devreye girdi: demek ki her şehirde yetişiyor, mesele bulabilmekte. Erkek mantığı işte; harita, koordinat, hedef, lojistik.
Hatta eminim bir forumdaşımız kalkıp Excel tablosu yapacak, “Kırkkilit otunun PH değeri şu şehirde daha yüksek, bu şehirde daha düşük” diye grafikli sunum koyacak. Erkek stratejisi: ot = görev tamamlandı.
---
Kadınların Empatik Yaklaşımı
Kadın forumdaşlarımız ise olaya romantik bir pencereden bakıyor. “Ay canım, ben geçen yaz yaylaya çıkmıştım, kırkkilit otunu gördüm. Öyle tatlıydı ki, sanki bana göz kırptı. Dedim ki: Seni koparmaya kıyamam, sen doğanın süsüsün.”
Bunu okuyan erkek forumdaş hemen cevaplıyor: “Abla sen o otu bana tarif et, ben gidip hemen kökten sökeyim, sana bir demet yollarım.”
Kadınların bakış açısı ilişki odaklı: ot sadece ot değil, yaşamın anlamını hatırlatan bir dost. Erkeklerin bakış açısı ise operasyon odaklı: ot = çay, çay = şifa, şifa = görev tamam.
İşte bu noktada forumda kadın-erkek dengesi ortaya çıkıyor. Kadınlar kırkkilit otuyla selfie çekilirken, erkekler “Bunu termosla kaç litre kaynatabiliriz?” hesabına giriyor.
---
Peki Gerçekte Nerede Yetişiyor?
Hadi konunun özüne gelelim. Arkadaşlar, kırkkilit otu öyle nazlı değil, tam tersine arsız bir arkadaş. Anadolu’nun çoğu yerinde, dere kenarlarında, yol kıyılarında, hatta bazen bahçenizin kenarında bile çıkıyor. Yani aslında belli bir şehirle sınırlı değil. Ama işin güzeli burada:
Erzurum’da da var, İzmir’de de; Trabzon yaylasında da çıkıyor, İç Anadolu bozkırında da. Yani tam bir “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” gibi: her yerde nüfus cüzdanı var.
Ama erkek forumdaş buna şöyle yaklaşır: “Tamam, demek ki koordinatlar çok geniş. Ben o zaman haritaya işaretliyorum: Türkiye = kırkkilit diyarı. Görev tamam!”
Kadın forumdaş ise: “Ay ne güzel, demek ki ot bizi hiç ayırmamış, hepimizin hayatına dokunmak istemiş.”
---
Forumdaşların Yoruma Katkısı İçin Çağrı
Bakın bu konuyu açtım ama tek başıma gülmek istemiyorum. Sizden ricam, lütfen kendi kırkkilit maceralarınızı yazın:
* “Ben otun üstüne basmışım da annem beni üç gün fırçaladı.”
* “Otları karıştırıp nane diye misafire koydum, herkes şifa buldu.”
* “Kırkkilit ararken yanlışlıkla dereye düştüm, ama çıktığımda ciğerlerim açılmıştı.”
Görüyorsunuz ki bu ot sadece bitki değil, hayatımızın tuz biberi. Gelin forumu şenlendirelim, kim ne macera yaşadıysa döksün buraya.
---
Sonuç: Strateji mi, Empati mi?
Kırkkilit otu konusu aslında küçük bir Türkiye özeti:
* Erkekler stratejik düşünür, “nerede bulurum, nasıl toplarım, ne kadar kaynatırım” hesabı yapar.
* Kadınlar empatik yaklaşır, “ot bana ne hissettirdi, doğayla nasıl bağ kurdum, ruhuma nasıl şifa verdi” diye anlatır.
İkisinin birleşiminden ortaya çıkan tablo ise tam bir forum neşesi: biri çayı kaynatır, diğeri çayı paylaşır. Ve biz hep beraber içip kahkahalarla yazılar yazarız.
Arkadaşlar, ben burada noktayı koyuyorum ama sizden yorumlar bekliyorum. Erkek forumdaşlarımız Excel tablosuyla gelsin, kadın forumdaşlarımız şiirle süslesin. Kırkkilit otu belki küçücük bir bitki ama bizim burada kurduğumuz muhabbetin kökleri taa yüreklerimize işliyor.
Hadi bakalım, söz sizde!